Özgün Araştırma

İstanbul’da Bir Üniversite Hastanesine Başvuran Hastalarda Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı: Yedi Yıllık Retrospektif Analiz

10.4274/tpd.galenos.2020.6653

  • Erdal Polat
  • Sinem Özdemir
  • Serhat Sirekbasan

Gönderim Tarihi: 06.11.2019 Kabul Tarihi: 18.05.2020 Turkiye Parazitol Derg 2020;44(3):139-142 PMID: 32928720

Amaç:

Bu çalışmada, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarı’na başvuran hastalarda saptanan parazitler geriye dönük olarak değerlendirilerek parazit dağılımlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Yöntemler:

Parazit incelemesi için gönderilen dışkı örneklerine serum fizyolojik ve dışkı lugolü ile direkt bakı yöntemi uygulanmış, selofan bant örnekleri ise mikroskobik olarak değerlendirilmiştir. Protozoon varlığı açısından şüphelenilen örnekler ise modifiye asit fast ve trikrom boyama yöntemi ile boyanarak değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmamızda Ocak 2012 - Aralık 2018 tarihleri arasında laboratuvarımıza başvuran hastaların parazitolojik inceleme sonuçları değerlendirilmiştir.

Bulgular:

Başvuran 20,948 hastanın %2,96’sının dışkısında parazit tespit edilmiştir. En yüksek oranda saptanan bağırsak paraziti Blastocystis spp.’dir (%63,23). Takiben sıklık sırasına göre %17,26 Giardia intestinalis, %12,58 Enterobius vermicularis, %2,42 Taenia saginata, %1,94 Cryptosporidium spp. ve %1,45 Entamoeba histolytica/dispar saptanmıştır.

Sonuç:

Bağırsak parazit enfeksiyonlarının görülme oranları önceki yıllara göre azalma gösterse de günümüzde halen önemini korumaya devam etmektedir. Bu nedenle, bağırsak parazitlerinin prevalansının azaltılması için; alt yapı sorunlarının giderilmesi, kişisel hijyen ve sanitasyon kuralları hakkında bilgi verilmesi gelecek yıllar için önem taşımaktadır.

Anahtar Kelimeler: Bağırsak parazitleri, prevalans, İstanbul

GİRİŞ

Bağırsak parazit enfeksiyonları ve bunlarla ilişkili komplikasyonlar dünyada özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, protozoon ve helmintlerin neden olduğu bağırsak enfeksiyonlarının dünya çapında 3,5 milyar kişiyi etkilediği bildirilmektedir (1,2). Farklı ülkelerdeki epidemiyolojik çalışmalar;  iklim ve çevre şartlarının, alt yapı eksikliklerinin, bireylerin sosyal ve ekonomik durumlarının ve toplumların eğitim seviyelerinin bağırsak parazitlerinin prevalansında önemli bir rol oynadığını göstermektedir (3-6).

Türkiye’nin coğrafik konumu ve iklim özellikleri nedeniyle değişik türlerde parazitlere sıkça rastlanmaktadır. Bununla birlikte ülkemiz, son yıllarda düzenli göç için dünyanın en önde gelen varış yerlerinden biri haline gelmiştir ve daha da önemlisi bu durum hem mülteciler hem de ülke sakinleri için bulaşıcı hastalık riskini artırmaktadır (7,8).

Bağırsak parazitleri çoğunlukla karın ağrısı, ishal, kabızlık, bulantı, kusma, anüs çevresinde kaşıntı, anemi gibi değişik klinik tablolarla kendini belli etmekte ve başta çocuklar olmak üzere demir eksikliği anemisi, beslenme bozuklukları, bedensel ve zihinsel gelişme geriliği gibi komplikasyonlara neden olmaktadır (6,7).

Çalışmamızda, Ocak 2012-Aralık 2018 tarihlerini kapsayan 7 yıllık dönemde fakültemiz parazitoloji laboratuvarına başvuran hastalardan saptanan bağırsak parazitlerin görülme sıklığının ortaya konması amaçlanmıştır.


YÖNTEMLER

Ocak 2012-Aralık 2018 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarı’na başvuran toplam 20,948 hastaya ait parazitolojik tetkik raporları bağırsak parazitlerinin varlığı açısından geriye dönük olarak incelemeye alınmıştır.

Dışkı örnekleri önce makroskobik ardından mikroskobik olarak incelendi. Mikroskobik inceleme için serum fizyolojik ve dışkı lugol solüsyonu kullanılarak hazırlanan preparatlar ×10, ×40 ve ×100 büyütmede incelenmiştir. Protozoon varlığı açısından şüphelenilen örnekler trikrom boyama yöntemi ile boyanarak değerlendirmeye alınmıştır. Alınan selofan bant örnekleri ise mikroskopta ×10 ve ×40 büyütmede direkt olarak incelenmiştir. Blastocystis spp. için bir mikroskop sahasında büyük büyütmede (×40) her alanda 5 veya daha fazla bulunması halinde pozitif olarak kabul edilmiştir.


İstatistiksel Analiz

Çalışmada elde edilen bulguların istatistiksel analizleri IBM SPSS Statistics for Windows, version 22 programı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma verileri değerlendirilirken niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanılmıştır. Tüm testler için p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.


BULGULAR

Çalışmamızda, Ocak 2012-Aralık 2018 tarihleri arasındaki yedi yıllık dönemde dışkı ve selofan bant örnekleri incelenen toplam 20,948 hastanın 620’sinde (%2,96) bağırsak parazitine rastlandı. Parazit saptanma oranlarının yıllara göre dağılımı incelendiğinde en yüksek değerin 2014, en düşük değerin ise 2018 yılına ait olduğu görülmüştür (Tablo 1). Parazit görülme sıklığı ilerleyen yıllarda giderek düşmüş ve yıllara göre parazitlerin görüldüğü hasta sayıları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05).

Parazit tespit edilen hastaların %52,58’inin kadın, %47,42’sinin ise erkek olduğu görülmüştür. Parazit görülme sıklığı kadın hastalarda istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05, Tablo 2). Parazit saptanma oranlarının aylara göre dağılımı incelendiğinde en fazla ve en az parazit saptanan aylar sırasıyla Mayıs ve Temmuz aylarıdır (Şekil 1).

Değerlendirilen yedi yıllık sürede en sık saptanan bağırsak parazitinin Blastocystis spp. (%63,23) olduğu, bunu sırasıyla Giardia intestinalis (%17,26), Enterobius vermicularis (%12,58), Taenia saginata (%2,42), Cryptosporidium spp. (%1,94) ve Entamoeba histolytica/dispar (%1,45) izlediği belirlenmiştir. Saptanan parazitlerin %84,19’unu protozoonlar, %15,81’ini helmintler oluşturmuş, poliparaziter tutuluma rastlanılmamıştır (Tablo 3).


TARTIŞMA

Paraziter enfeksiyonlar, gelişmiş ülkelerde sık seyahat edenler, göç ile gelenler ve immün sistemi baskılanmış kişiler için problemdir. Gelişmekte olan ülkelerde ise hijyen ve sanitasyonun yetersiz olmasından dolayı önemli bir halk sağlığı sorunudur (9). Ülkemizde ve dünyanın değişik merkezlerinde yapılan çalışmalar, paraziter enfeksiyonların görülme oranlarının yıllar içerisinde çeşitli faktörlere bağlı olarak değiştiğini ortaya koymaktadır. Bağırsak parazitlerinin yayılımını önlemek ve bu enfeksiyonlardan korunmak için güncel epidemiyolojik verilere gereksinim duyulmaktadır.

Ülkemizin çeşitli üniversite hastanelerinde bağırsak parazitlerinin yaygınlığını saptamaya yönelik birçok çalışma yapılmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başvuran hastalarda %6,4 olarak bulunan parazit saptanma oranı, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde %5,1, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde %3,6, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde %14,9, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde %10,5, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde %15,7, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde %1,8 olarak belirlenmiştir (7,10-15). Çalışmaların yapıldığı bölgelerin coğrafik özellikleri, temizlik ve beslenme alışkınlıkları, sosyoekonomik ve kültürel yapısı dikkate alındığında sonuçların değişiklik göstermesi doğaldır.

Her ne kadar 1970’lerden itibaren ülkemizde bildirilen parazit oranlarında anlamlı düşüşler ve gittikçe azalan oranlar söz konusu olsa da altyapı imkanları daha kötü olduğu için bu oranın Türkiye’nin doğusuna doğru azalmadığı görülmektedir (9,16). Hastanemizde daha önceki dönemde yapılan bir çalışmada Köksal ve ark. (17) saptadıkları bağırsak paraziti oranını %4 olarak bildirilmiştir. Bizim çalışmamızda ise bu oran %2,96’dır. Son yıllarda incelenen örnek sayısındaki azalmaya bağlı olarak tespit edilen etkenlerin sayılarında da bir miktar azalış gözlenmiştir. Önceki yıllara göre hastanemizdeki parazitoz olgularında yaşanan bu düşüş yüz güldürücüdür. Bağırsak parazitleri oranlarının daha önceki yıllara göre azalmış olmasının altyapı koşullarının gelişimine, kişisel hijyen ve sanitasyon şartlarının iyileşmesine bağlı olduğu düşünülebilir.

Bağırsak parazitlerinin görülme sıklığı çalışılan bölgenin altyapısı, çalışmada uygulanan laboratuvar yöntemi, dışkı bakısı yapan kişinin deneyimi, çalışılan grubunun yaş aralığı, sosyoekonomik durumu, temizlik durumu vb. gibi birçok faktöre bağlı olmak üzere değişiklik göstermektedir. Bu çalışmada en sık saptanan parazitlerin protozoonlardan Blastocystis spp. (%1,87), helmintlerden ise E. vermicularis (%0,37) olduğu tespit edilmiştir. Daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda genellikle en sık saptanan parazitlerin protozoonlardan G. intestinalis, helmintlerden ise T. saginata olduğu görülmektedir (9,14). Bu durumun eskiden, G. intestinalis için kişisel hijyen eksikliği ve temiz su kaynakları elde etmede yaşanan sorunlardan, T. saginata için ise çiğ veya az pişmiş etlerin yaygın olarak tüketilmesinden kaynaklandığına inanıyoruz.

Yakın zamanda yapılan çalışmalara paralel olarak bizim çalışmamızda da Blastocystis spp. en sık saptanan parazit türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun başlıca nedeni toplumlarda yaşanan sosyokültürel gelişmenin parazit insidansına ters orantılı bir şekilde etki etmesidir. Ayrıca dışkı incelemelerinde genellikle apatojen olarak kabul edilen Blastocystis spp.’nin son yıllarda patojenitesinin daha tartışılır olması da bu durum ile ilişkilendirilebilir. Blastocystis spp., genellikle bir mikroskop sahasında büyük büyütmede (×40) her alanda 5 veya daha fazla bulunması halinde patojen olarak kabul edilmekle birlikte klinik belirtilere neden olabilecek başka bir etkenin görülmemesi gerektiği de bildirilmiştir (18).

En sık saptanan parazit türleri arasında üçüncü sırada yer alan E. vermicularis (%12,58), günümüzde halen önemini korumaktadır. E. vermicularis’in bu yüksek prevalansı; dışkılama sonrası ellerin sabunla güzel bir şekilde yıkanmaması, kişisel hijyen eksikliği ve parazitin doğası gereği son derece bulaşıcı bir yapıya sahip olması ile açıklanabilir.

Daha önce yapılan çalışmaların pek çoğunda cinsiyete göre parazit saptanma sıklığının istatistiksel yönden anlamlılığından ziyade pozitiflik oranının hangi cinsiyette daha yüksek olduğu belirtilmiştir (7,13,14). Oranlar arasındaki yakınlık birçok çalışmada benzerlik göstermektedir. Bunun dışında parazit saptanma oranlarının cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar gösterdiğini bildiren çalışmalar olduğu gibi, anlamlı bir farkın olmadığını bildiren yayınlar da mevcuttur (10,12). Bizim çalışmamızda ise parazit tespit edilen kadın hastaların oranı %52,58 bulunmuştur ve erkek hastalarla kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Neticede paraziter enfeksiyonların cinsiyetle ilişkili olmadığı ve hem kadında hem de erkekte anlamlı bir fark yaratmayacağı düşünülebilir.

Parazit enfeksiyonlarının görülme oranları önceki yıllara göre azalma eğiliminde olsa da günümüzde önemini korumaya devam etmektedir. Bağırsakta protozoon ve helmintlerin neden olduğu paraziter hastalıklar, gelişmekte olan ülkelerde insanlarda en sık görülen enfeksiyonlar arasındadır. Düşük sosyoekonomik düzey ve alt yapı yetersizliği nedeniyle halen güncelliğini koruyan paraziter enfeksiyonların görülme sıklığını; hijyen kurallarına uyum, iklim, çevre koşulları ve yaş gibi faktörler de etkilemektedir. Bu nedenle bağırsak parazitlerinin prevalansının azaltılması için; alt yapı sorunlarının giderilmesi, sosyoekonomik koşulların iyileştirilmesi, kişisel hijyen ve sanitasyon kuralları hakkında bilgi verilmesi gelecekte önümüzde duran en önemli görevlerdendir.

* Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışmamız retrospektif bir çalışma olup, hastanemize başvuran hastaların defter kayıtları yardımıyla hazırlandığından etik kurul onayına ihtiyaç duyulmamıştır.

Hasta Onayı: Çalışmamızın retrospektif olmasından kaynaklı olarak hasta onay bilgisine gerek duyulmamıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir. 

* Yazarlık Katkıları

Konsept: E.P., S.Ö., S.S., Dizayn: E.P., S.S., Veri Toplama veya İşleme: S.Ö., Analiz veya Yorumlama: E.P., S.S., Literatür Arama: S.Ö., S.S., Yazan: E.P., S.S.

Çıkar Çatışması: Yazarlar çıkar çatışması bildirmemişlerdir.

Finansal Destek: Yazarlar bu olgu için finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.


  1. Praharaj I, Sarkar R, Rao Ajjampur SS, Roy S, Kang G. Temporal trends of intestinal parasites in patients attending a tertiary care hospital in south India: A seven-year retrospective analysis. Indian J Med Res 2017; 146: 111-20.
  2. Schuster H, Chiodini PL. Parasitic infections of the intestine. Curr Opin Infect Dis 2001; 14: 587-91.
  3. Al-Delaimy AK, Al-Mekhlafi HM, Nasr NA, Sady H, Atroosh WM, Nashiry M, et al. Epidemiology of intestinal polyparasitism among Orang Asli school children in rural Malaysia. PLoS Negl Trop Dis 2014; 8: e3074.
  4. Gamboa MI, Basualdo JA, Kozubsky L, Costas E, Cueto Rua E, Lahitte HB. Prevalence of intestinal parasitosis within three population groups in La Plata, Argentina. Eur J Epidemiol 1998; 14: 55-61.
  5. Phiri K, Whitty CJ, Graham SM, Ssembatya-Lule G. Urban/rural differences in prevalence and risk factors for intestinal helminth infection in southern Malawi. Ann Trop Med Parasitol 2000; 94: 381-7.
  6. Okyay P, Ertug S, Gultekin B, Onen O, Beser E. Intestinal parasites prevalence and related factors in school children, a western city sample--Turkey. BMC Public Health 2004; 4: 64.
  7. Değerli S, Ozçelik S, Celiksöz A. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi parazitoloji laboratuvarına başvuran hastalarda bağırsak parazitlerinin dağılımı. Turkiye Parazitol Derg 2005; 29: 116-9.
  8. Ekmekci PE. Syrian refugees, health and migration legislation in Turkey. J Immigr Minor Health 2017; 19: 1434-41.
  9. Çakar A, Ergüven S, Günalp A. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarında 5 Yıllık Süre İçinde İncelenen Örneklerde Parazit Saptanma Oranı. Mikrobiyol Bul 2002; 36: 207-13.
  10. Usluca S, Yalçın G, Över L, Tuncay S, Şahin S, İnceboz T, et al. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde 2003-2004 Yılları Arasında Saptanan Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı. Türkiye Parazitol Derg 2006; 30: 308-12.
  11. Kaya S, Ergün A, Aynali A, Öztürk T, Özseven A, Sesli Çetin E, ve ark. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Parazitoloji Laboratuvarına başvuran hastalarda bağırsak parazitlerinin dağılımı. SDÜ Tıp Fak Derg 2014; 21: 16-9.
  12. Tüzemen NÜ, Alver O, Ener B. Uludağ Üniversitesi Parazitoloji Laboratuvarında 2011-2015 Yılları Arasında İncelenen Dışkı Örneklerinde Paraziter İnfeksiyon Sıklığının Araştırılması. Flora 2017; 22: 160-5.
  13. Ekşi F, Doğan Y, Özdemir G, Zer Y, Bayram A, Karslıgil T. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Bir Yıllık Sürede Gaita Örneklerinde Saptanan Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı. Fırat Tıp Derg 2013; 18: 235-8.
  14. Uyar Y, Yürük M, Erdoğan E, Kuk S, Şahin İ, Yazar S. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarı’na 2011-2013 Yılları Arasında Başvuran Hastalarda Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı. Turk Hij Den Biyol Derg 2014; 71: 125-30.
  15. Tanrıverdi Çaycı Y, Hacıeminoğlu K, Birinci A. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Parazitoloji Laboratuvarında 2014-2016 Yılları Arasında Saptanan Bağırsak Parazitlerinin Dağılımı. KOU Sag Bil Derg 2017; 3: 6-8.
  16. Babat SO, Sirekbasan S, Macin S, Kariptas E, Polat E. Diagnostics of intestinal parasites by light microscopy among the population of children between the ages of 4-12 in eastern Turkey. Tropical Biomedicine 2018; 35: 1087-91.
  17. Köksal F, Başlantı İ, Samastı M. A Retrospective Evaluation of the Prevalence of Intestinal Parasites in Istanbul, Turkey. Türkiye Parazitol Derg 2010; 34: 166-71.
  18. Sirekbasan S. Hastalıkta ve Sağlıkta: Blastocystis. In: Demir H, Eraslan M, Güler A. (editörler). Sağlık Bilimlerinde Akademik Çalışmalar-2019/2. Cetinje-Montenegro: Ivpe; 2019.s.103-9.