Özgün Araştırma

Hastanemizdeki Farklı Hasta Gruplarında Toxoplasma gondii Seroprevalansı

10.4274/tpd.galenos.2021.25733

  • Fatma Esenkaya Taşbent
  • Duygu Beder
  • Mehmet Özdemir
  • Metin Doğan
  • Bahadır Feyzioğlu

Gönderim Tarihi: 19.02.2021 Kabul Tarihi: 27.10.2021 Turkiye Parazitol Derg 2022;46(1):1-6 PMID: 35232698

Amaç:

Toxoplasma gondii (T. gondii) zorunlu hücre içi bir parazit olup, konjenital yolla geçiş ve immünosüpresif hastalarda önemli bir morbidite ve mortalite sebebi olarak bildirilmektedir. Bu çalışmada, çeşitli yaş ve hasta gruplarındaki T. gondii seropozitiflik durumlarının belirlenmesinin yanı sıra özellikle risk gruplarındaki mevcut immün durumun ortaya konması amaçlanmıştır.

Yöntemler:

Bir üniversite hastanesi tıbbi mikrobiyoloji laboratuvarında 2015-2019 yılları arasında çalışılan T. gondii seroloji sonuçları geriye dönük olarak irdelenmiştir. Çalışmada anti-T. gondii IgM, anti-T. gondii IgG antikorları ve anti-T. gondii IgG avidite test sonuçları enzyme-linked fluorescent assay yöntemi ile araştırılmıştır. Ayrıca toksoplazmoz için risk grupları olan immünosüpresif hastalar ve gebelerdeki seropozitiflik oranları ortaya konmuştur. İmmünosüpresif hastaların tanımlanmasında belirgin immünosüpresyonu olan gruplar geriye dönük dosyaları irdelenerek belirlenmiştir.

Bulgular:

Belirtilen zaman aralığında 6,220 (%29,8) erkek, 14,655 (%70,2) kadın olmak üzere 20,875 kişinin serum örneğinde T. gondii serolojisi çalışılmıştır. Anti-T. gondii IgM ve IgG pozitiflik oranı kadınlarda erkeklere göre anlamlı oranda yüksek bulunmuştur. Tüm yıllar değerlendirildiğinde 16,448 hastada IgM, 4,427 hastada IgG pozitifliği araştırılmıştır. Beş yıllık dönemde tüm hastalardaki T. gondii IgM seropozitifliği %2,4, T. gondii IgG seropozitifliği %24,1 olarak bulunmuştur. Doğurganlık çağındaki kadınlarda T. gondii IgG seropozitiflik oranı %36,1 olarak bulunurken; gebelerde %42,4, immünosüpresif hastalarda %14,6 olarak tespit edilmiştir.

Sonuç:

Gebelerde, ve özellikle latent enfeksiyonun reaktivasyonu açısından immünosüpresif hastalarda T. gondii serolojisi takibinin gerekliliği irdelenmeli, şüpheli klinik durumlarda toksoplazmoz akla gelmelidir.

Anahtar Kelimeler: Toxoplasma gondii, ELFA, immünosüpresif hasta, gebe

GİRİŞ

Toksoplazmoz etkeni olan Toxoplasma gondii (T. gondii), kemirgenler ve insanlar dahil geniş bir ara konakçı yelpazesine sahiptir ve felidae familyası üyeleri tek kesin konağıdır (1). Bu protozoon için başlıca bulaşma yolları; enfekte kedi tarafından atılan ookistlerin gıda ve su yoluyla alınması, T. gondii ile enfekte hayvanlara ait çiğ süt ve et tüketimi ya da kan ve organ naklidir. Ek olarak, enfekte olmuş gebe hastalar semptomatik olmasalar dahi doğmamış fetüslerine hastalığı bulaştırabilmektedirler (2).

Toksoplazmoz genellikle asemptomatik seyretmekle birlikte, immün sistemi baskılanmış kişilerde ve gebelerde yaşamı tehdit eden durumlara neden olabilmektedir (3). Konjenital enfeksiyonlar, parazitin enfekte anneden bebeğe plasental yolla aktarılması sonucunda oluşur ve klinik gebelik haftasına bağlı olarak değişmektedir. Gebeliğin ilk aylarında bulaş riski düşük ancak ciddi semptomların gelişme ihtimali yüksektir. Gebeliğin ilk aylarında gelişen konjenital enfeksiyonlarda, gebelik abortusla sonuçlanabilir. Yenidoğanda konjenital toksoplazmoza bağlı hidrosefali, koryoretinit, serebral kalsifikasyon, mikrooftalmi, hepatosplenomegali, sağırlık, ensefalit gibi ağır klinik durumlar görülebilir. Gebelik ayı ilerledikçe bebekte ortaya çıkabilecek klinik belirtiler hafifler. Ancak doğumda sağlıklı görünen bebeklerde bile uzun dönemde mental retardasyon, işitme kaybı, epilepsi gibi patolojilerin görülebildiği belirtilmektedir (4).

T. gondii enfeksiyonlarında yaşam boyunca kalabilen mikroskobik doku kistleri oluşmaktadır. Bu kistler içinde yer alan parazit, bradizoit formuyla uzun yıllar latent olarak kalabilmektedir. İmmünosüpresif hastalarda doku kistlerine hapsedilen bradizoitlerin yeniden aktifleşmesi mortal seyreden ensefalit, pnömoni, miyokardit gibi ciddi klinik durumlara neden olabilmektedir. Ayrıca enfeksiyon, çoklu organ yetmezliğine yol açabilmektedir (5). Diğer yandan insanlarda yapılan bazı çalışmalar latent toksoplazmozun; kişilik değişiklikleri, IQ’nun düşmesi, zihinsel bozukluklar gibi nöropsikiyatrik bulgulara yol açtığını ortaya koymuştur (6).

Enfeksiyonun laboratuvar tanısında genellikle, önceki maruziyeti gösteren IgG ve aktif bağışıklık varlığını veya yeni bir enfeksiyonu gösteren IgM antikorlarını belirleyen serolojik testler kullanılmaktadır (7). Enfeksiyonda ilk ortaya çıkan antikor olan IgM, kanda uzun süre pozitif olarak kalabileceğinden, gebelikte saptanan IgM pozitifliğinde, eski ve yeni enfeksiyon ayrımı için avidite testlerine başvurulmaktadır. Yüksek avidite, genellikle son dört ay içinde geçirilen enfeksiyonu dışlamaktadır (7,8).

Toksoplazmozun seroprevalansına yönelik çalışmalara, genellikle toksoplazmoz şüpheli ya da ön tanılı hastalar ile gebe olan veya olmayan sağlıklı kadınlar dahil edilmektedir. Literatürde immünosüpresif hasta gruplarında T. gondii seroprevalansını araştıran az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmada immünosüpresif hastalar ve gebe hastalar başta olmak üzere riskli hasta gruplarındaki T. gondii bağışıklık durumu retrospektif olarak irdelenmiştir. Hastalıkla ilgili bölgemizdeki genel seropozitiflik oranlarının verilmesinin yanı sıra; risk gruplarındaki mevcut immün durumun ortaya koyularak bu hasta gruplarında gerekli önlemlerin alınması, rutin tetkiklerde T. gondii taramalarının gerekli olup olmadığı ile ilgili rutin uygulamalara yol gösterici olması amaçlanmıştır.


YÖNTEMLER

Çalışma öncesinde Necmettin Erbakan Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Çalışmalar Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır (2020/2537). Tıbbi mikrobiyoloji laboratuvarımıza 2015-2019 yıllarını içeren beş yıllık dönemde T. gondii serolojisi istemi ile gönderilen örnekler retrospektif olarak incelenmiştir. Serum örneklerinde T. gondii IgM ve IgG antikorları ve anti-T. gondii IgG avidite testleri; VIDAS TOXO IgM, VIDAS TOXO IgG (bioMerieux, Fransa) kitleri kullanılarak enzyme-linked fluorescent assay yöntemi ile üretici firmanın önerilerine göre çalışılmıştır. Sonuçların değerlendirilmesinde; IgM için <0,55 negatif, 0,55-0,65 arası sınır değer ve ≥0,65 pozitif olarak; IgG için <4 IU/mL negatif, 4-8 IU/mL arası sınır değer ve ≥8 IU/mL pozitif olarak; anti-T. gondii IgG avidite için <0,200 düşük avidite 0,200-0,300 arası sınır değer ve ≥0,300 yüksek avidite olarak kabul edilmiştir. Sınır değer bulunan örnekler rapor edilmeden önce ikinci bir serum istenerek yeniden çalışılmış, ikinci çalışmada da sınır değer çıkarsa rapor edilmiştir.

Olgulara ait T. gondii seroloji sonuçları, cinsiyet, yaş, tarih, örneğin geldiği klinik ve tanı bilgileri hastanemiz laboratuvar bilgi sisteminden elde edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastalar arasında gebe olanlar ve immünosüpresif tanı alanlar tek tek tanı kodları ile aranarak belirlenmiştir. İmmünosüpresif hastaların tanımlanmasında belirgin immünosüpresyonu olan gruplar geriye dönük dosyaları irdelenerek tespit edilmiştir. Konjenital immün yetmezliği olanlar, onkoloji hastalarından kanser kemoterapisi görenler, bağışıklığı baskılayan ilaç kullanan hastalar veya transplantasyon ünitesinde yatıp immünosüpresyonu olan hastalar immünosüpresif grup olarak alınmıştır.

İstatistiksel Analiz

Çalışmanın istatistiksel analizinde değişkenler için tanımlayıcı istatistikler verilmiştir. Sayısal değişkenler ortalama (standart sapma) şeklinde, kategorik değişkenler frekans (yüzde) şeklinde ifade edilmiştir. Kategorik değişkenler için yapılan analizlerde ki-kare testi uygulanmıştır. Analizler SAS University Edition 9.4 programı ile yapılarak, p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.


BULGULAR

Çalışmada 6,220 (%29,8) erkek, 14,655 (%70,2) kadın olmak üzere 20,875 kişiye ait serum örneğinde T. gondii seropozitifliği araştırılmıştır. Anti-T. gondii IgM antikoru pozitif bulunan hastaların yaş ortalaması 28,31 (13,65), negatif bulunanların yaş ortalaması 28,94 (18,67) iken; anti-T. gondii IgG antikoru pozitif bulunan hastaların yaş ortalaması 33,28 (20,73), negatif olanların 18,38 (18,03) olarak hesaplanmıştır. Toplamda 16,448 hastada IgM, 4,427 hastada IgG pozitifliği araştırılmıştır. Anti-T. gondii IgM ve IgG pozitiflik oranı kadınlarda erkeklere göre anlamlı oranda yüksek bulunmuştur (p<0,05). Cinsiyete göre IgG ve IgM değerleri Tablo 1’de özetlenmiştir.

Hastaların 1,065’inde (%24,1) IgG seropozitifliği, 393’ünde (%2,4) IgM seropozitifliği tespit edilmiştir. IgM ve IgG’nin pozitif olduğu 293 hastada avidite çalışılmış ve 147 hastada (%50,2) yüksek avidite, 55 hastada (%18,8) sınırda avidite ve 91 hastada da (%31) düşük avidite belirlenmiştir.

Örneklerin %32’si (n=6,678) gebe kliniğinden, %26,2’si (n=5,475) çocuk kliniğinden, %24,3’ü (n=5,073) dahiliye kliniğinden, %4’ü (n=839) intaniye kliniğinden, %0,7’si (n=137) nöroloji ve psikiyatri kliniklerinden gönderilirken; geri kalan %12,8’lik (n=2,673) kısmı diğer klinikler oluşturmaktadır.

En sık IgM ve IgG pozitifliği görülen hastalar doğurganlık yaş grubundaki hastalardır. Tüm anti-T. gondii IgM pozitifliklerinin %77,4’ü doğurganlık yaşındaki hastalara aitken, %42,5’ini gebe hastalar oluşturmaktadır. Anti-T. gondii IgG pozitifliklerine bakıldığında yaşla birlikte anlamlı bir artış olduğu görülmüştür (p<0,05). Çocuk hastalarda anti-T. gondii IgG %8,5 oranında pozitif bulunurken, erişkin yaş grubunda bu oran %36,7 bulunmuştur.

Tüm örneklerin %11,7’si immünosüpresif hasta grubuna aittir. Bu hastalara ait 2,447 örnekte T. gondii serolojisi çalışılmıştır. Latent enfeksiyonun reaktivasyonu açısından riskli olan bu grupta %14,7 oranında anti-T. gondii IgG pozitifliği görülmüştür.

Tüm anti-T. gondii IgM pozitifliklerinin %0,5’i, anti-T. gondii IgG pozitifliklerinin %1,5’i nöroloji-psikiyatri kliniğinde yatan hastalara aittir. Nöroloji-psikiyatri kliniğinden gönderilen ve pozitif bulunan hastaların klinik durumu geriye dönük hasta dosyaları üzerinden irdelendiğinde, IgM pozitifliği görülen 2 hastadan biri servikal disk hernisi, diğeri ise servikal radikülopati tanılarıyla tetkik edilmişlerdir. IgG pozitifliği görülenlerde ise belirli bir tanı üzerinde yoğunlaşma görülmemiş; epilepsi, cerebral enfarktüs, myastenia gravis, baş ağrısı, duygu-durum bozukluğu gibi farklı tanılarla araştırılan hastalar olduğu izlenmiştir. T. gondii seroloji sonuçlarının önemli hasta gruplarındaki dağılımı Tablo 2’de gösterilmiştir.

Çalışmada gebe hastalar, doğurganlık çağındaki hastalar, çocuk hastalar, immünosüpresif hastalar ve nöroloji-psikiyatri hastaları kendi aralarında karşılaştırılmış, IgM pozitifliğinin gebe ve doğurganlık yaş grubunda anlamlı oranda yüksek olduğu görülmüştür (p<0,05). IgG pozitiflik oranı ise nöroloji-psikiyatri hastalarında oransal olarak yüksek olmakla birlikte aradaki fark anlamlı bulunmamıştır.


TARTIŞMA

Toksoplazmoz hayvanlarda ve insanlarda sık görülen önemli bir protozoal hastalıktır. Toksoplazmoz için dünya genelinde; coğrafik faktörler, sosyo-kültürel durum, beslenme alışkanlığı, iklim, bulaşma yolu ve toplumun yaş ortalaması gibi farklılıklarla değişen prevelans oranları bildirilmektedir. Epidemiyolojik verilerde dünya nüfusunun yaklaşık %30’nun, bu parazitle enfekte olduğu belirtilmektedir (9).

Ülkemizde de T. gondii’ye karşı antikor düzeylerinin bildirildiği birçok seroprevalans çalışması yapılmıştır. Bölük ve ark. (10) yaptığı bir çalışmada anti-T. gondii IgG ve anti-T. gondii IgM pozitifliği sırasıyla %23,3 ve %0,1 olarak bulunmuştur. Yapılan bir diğer çalışmada anti-T. gondii IgG %21, anti-T. gondii IgM %1,2 olarak bildirilmiştir (4). Selek ve ark.’nın (11) çalışmasında, anti-T. gondii IgG pozitifliği %37 olarak tespit edilmiştir. Malatyalı ve ark. (12) çalışmasında 10 yıllık T. gondii seroloji sonuçları irdelenmiş ve %31,5 oranında seropozitiflik bildirilmiştir. Ülkemizde yapılan bir başka çalışmada anti-T. gondii IgG %30,7 olarak bildirilirken, anti-T. gondii IgM pozitifliği %9,7 olarak yüksek bir oranda bulunmuştur (13). Çiğ etin çok sıklıkla tüketildiği bir şehir olan Şanlıurfa’da; %69,5 oranında seropozitiflik rapor edilmiştir (14). Maçin ve ark. (15) bölgemizden yaptıkları çalışmada pozitiflik oranını anti-T. gondii IgG için %29,53, anti-T. gondii IgM için %2,44 olarak bulmuşlardır. Bizim çalışmamızda anti-T. gondii IgG %24, anti-T. gondii IgM %2,38 olarak bulunmuş olup bölgemiz literatür verilerine yakındır.

Toksoplazmozun kadın ve erkeklerdeki dağılımıyla ilgili literatürde farklı sonuçlar ileri süren çalışmalar bulunmaktadır. Brezilya’da yapılan bir çalışmada parazitozun bulaşma yollarının yanı sıra, kadın ve erkeklerdeki sıklığı irdelenmiş ve erkek cinsiyet enfeksiyon riskini önemli ölçüde artıran başlıca faktör olarak bildirilmiştir (16). Türkoğlu ve ark.’nın (4) 14,262 serum örneğini inceledikleri kapsamlı çalışmada toksoplazmoz için hem IgG hem de IgM erkeklerde daha yüksek oranda pozitif bulunmuştur. Selek ve ark. (11) anti-T. gondii IgG pozitifliğini erkeklerde %34,6, kadınlarda %27,9; anti-T. gondii IgM pozitifliğini erkeklerde %1,5, kadınlarda %1,2 olarak bulmuşlardır. Söz konusu çalışmada erkeklerde parazitozun seroprevalansının anlamlı oranda yüksek olduğu belirtilerek; bu durum erkeklerin toprakla ilişkisinin daha çok olduğu ve hijyen alışkanlığının genel olarak erkeklerde daha düşük olduğu öne sürülerek ilişkilendirilmiştir (11).

Literatürdeki bazı çalışmalarda ise toksoplazmozun kadınlarda daha sık görüldüğü bildirilmektedir. Yıldırım ve ark. (17) çalışmalarında IgG seropozitifliğini kadınlarda %27, erkeklerde %8,2 oranında pozitif bulmuşlardır. Bir başka çalışmada erkeklerin %23,36’sında, kadınların %33,14’ünde anti-T. gondii IgG pozitifliği bildirilmiştir (18). Yazar ve ark. (19) çalışmalarında IgG pozitiflik oranını erkeklerde %5,6 olarak bulurken, kadınlarda %23,3 gibi erkeklere göre yüksek bir oranda rapor etmişler ve bu duruma bölgede çiğ ya da az pişmiş etle kadınların daha çok temas etmesinin sebep olabileceğini bildirmişlerdir. Demir ve ark. (20) 23,731 olguyu inceledikleri çalışmalarında erkeklerde anti-T. gondii IgM ve IgG oranları sırasıyla %0,2 ve %11,6 iken; kadınlarda %2 ve %55,9 olarak bildirilmiş olup, kadınlarda pozitiflik oranlarının anlamlı şekilde yüksek olduğu rapor edilmiştir. Bölgemizde bizim yaptığımız çalışmada ise anti-T. gondii IgG ve IgM pozitifliği kadınlarda ve erkeklerde sırasıyla %27,2 ve %2,8; %19 ve %1,2; olarak tespit edilmiş olup kadınlardaki yüksek pozitiflik oranları istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur. Cinsiyetler arasındaki dağılımın da tıpkı genel seropvelans oranlarında olduğu gibi yaşanılan bölge, kültürel alışkanlıklar, beslenme şekilleri gibi birçok etkene bağlı olarak bölgeden bölgeye değiştiğini düşünmekteyiz.

İmmün sistemi normal erişkinlerde T. gondii enfeksiyonu genellikle asemptomatiktir. Ancak konjenital olgularda ve immünosüpresif hastalarda ciddi patolojik etkiler görülebilir ve risk hasta kategorileri arasında farklılık gösterebilir (21). Konjenital enfeksiyon durumunda; fetüste düşük, ölü doğum, intrauterin ölüm, koryoretinit, zeka geriliği, hidrosefali ve nörolojik defekt gibi ciddi belirtiler görülmektedir (4,22). Yapılan bir çalışmada olumsuz gebelik sonuçları ile T. gondii yüksek prevalansı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (21). Dünya genelinde insidans oranı yılda 400 ila 4,000 arası değişen konjenital toksoplazmoz olgusu bildirilmektedir (22). Bundan dolayıdır ki literatürdeki toksoplazmozla ilgili çalışmaların büyük çoğunluğu, önemli bir risk grubu olan gebe ve doğurganlık yaş grubundaki hastalara aittir. Bizim çalışmamızda da beş yıllık dönemde T. gondii serolojisi için gönderilen örneklerin büyük kısmı 15-49 yaş kadın ya da gebe hastalardan oluşmaktadır. Bu durumla ilgili olarak, ülkemizde yasal zorunluluk olmamasına rağmen gebelikte veya öncesinde etkenin çoğu hekim tarafından rutin olarak bakıldığı; ya da parazitozun gebelikteki olası etkilerinin hastalar tarafından da sosyal medya başta olmak üzere birçok kaynak aracılığıyla öğrenildiği ve rutin muayenelerde hekimlerden bu testlerin talep edildiği düşünülmektedir. Ülkemizde bu gruplardaki seropozitiflik verilerinde bölgelere göre önemli farklılıklar görülmektedir. Parazitoz açısından yüksek seropozitiflik oranlarına sahip olan Şanlıurfa’da anti-T. gondii IgG pozitifliği gebelerde %68,9, doğurganlık yaş grubunda %63 olarak bildirilmiştir (23). Çiğ köfte tüketiminin sık görüldüğü diğer bölgeler olan Hatay Bölgesi’nde gebelerde %57 oranında, Adana Bölgesi’nde %46,3 oranında seropozitiflik rapor edilmiştir (8,24). İstanbul’da gebe hastalarla yapılan bir çalışmada Türk gebelerle, Suriyeli gebe göçmenlerin pozitiflikleri karşılaştırılmış, Türklerde %26,3, Suriyeli gebelerde ise %58,3 oranında T. gondii IgG pozitifliği bulunmuştur (25). Bizim çalışmamızda anti-T. gondii IgG ve IgM pozitiflikleri sırasıyla gebelerde %42,4 ve %2,7, doğurganlık yaş grubunda ise %36,1 ve %3,3 olarak tespit edilmiştir. Farklı hasta grupları karşılaştırıldığında en yüksek IgM pozitiflik oranının gebe ve doğurganlık yaş grubunda olduğu görülmüştür. Bu durumun, bu hastalarda doktora başvuru oranının ve tarama oranının daha yüksek olması ile ilişkili olduğu düşünülmüştür. Düşük aviditeli antikor saptanan hastaların çoğunluğunun doğurganlık yaş grubu ve gebe olan kadınlardan oluştuğu tespit edilmiştir. Bu doğrultuda bölgede öncelikle seronegatif olan kadınların enfeksiyondan korunma ve risk faktörleri açısından bilgilendirilmesinin, gebelik süresince takip edilmesinin ve oluşacak primer enfeksiyon durumunda erken tanı ve tedavinin planlanmasının önemli olduğu sonucuna varılmıştır.

T. gondii, immün yetmezliği olan ve immünosüpresif ilaç alan hastalarda (AIDS, transplantasyon hastaları ve hematolojik malignite) reaktivasyon durumunda veya tedavi edilmediğinde mortalite oranı yüksek bir etkendir. Bu hasta grubunda ensefalit, miyokardit, koryoretinit (posteriorüveit) ve periferik nöropati toksoplazmozun yaygın görülen ciddi komplikasyonlarıdır (26). Bundan dolayıdır ki immünosüpresif hastalarda oluşabilecek şüpheli klinik durumlarda, toksoplazmoz seropozitifliğinin bilinmesi önemlidir. Yapılan bir çalışmada doğrulanmış HIV pozitif hastalarda T. gondii IgM seropozitifliği %0, IgG seropozitifliği 20,4 olarak tespit edilmiştir (27). Şenoğlu ve ark. (28) HIV(+) 267 hastada T. gondii antikorları araştırmışlar ve T. gondii IgM pozitifliğini %0, IgG pozitifliğini %43,5 olarak rapor etmişlerdir. Seronegatif hastaların primer enfeksiyon yönünden uyarılmaları, seropozitif hastaların ise oluşabilecek mortal ensefalit tablosuna karşı proflaktik tedavi başlanması önerilmiştir. Hematolojik malignitesi olan 40 immünosüpresif hastanın araştırıldığı bir başka çalışmada %67,5 oranında IgG pozitifliği görülmüştür (29). Alim ve ark. (30) kanser tedavisi alan 100 immünosüpresif hastada T. gondii IgG pozitifliğini %60, IgM pozitifliği %1 olarak bulmuşlardır. İnal ve Taş (26) immünosüpresif tedavi alan farklı hasta grupları ile sağlıklı kontrol gruplarını karşılaştırmışlar ve immünosüpresiflerde T. gondii IgG pozitifliğinin anlamlı oranda yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Kemoterapi alan kanser hastalarıyla kontrol grubunun karşılaştırıldığı bir diğer çalışmada, kanser hastalarında IgG %66,7 oranında, sağlıklı grupta %33,3 oranında pozitif olup aradaki fark anlamlı bulunmuştur (31). Yaptığımız çalışmada immünosüpresif hasta grubunda toksoplazma IgM için %0,5, IgG için %14,7 oranında seropozitiflik tespit edilmiştir. Bu oranlar immünosüpresif hastalarda yapılan benzer çalışmalara göre çok daha düşük görünmektedir. Çalışmaya sadece belirli gruplar değil, immünosüpresif olup T. gondii seroloji istemi olan tüm hastaların dahil edilmiş olması ve hastaların önemli bir kısmının da çocuk hastalar olması daha düşük seropozitiflik görülmesinin sebebi olarak düşünülmektedir.

Araştırmalar sonucunda nörotrofik olan T. gondii parazitinin, nöropsikiyatrik semptomlara ve kranyal manyetik rezonansta non-spesifik atipik vaskülitik lezyonlara sebep olduğu görülmüştür (32). Latent T. gondii enfeksiyonunun şizofreni, intihar girişimi, kişilik farklılıkları ve kötü nörobilişsel fonksiyon ile ilişkili olduğu öne sürülmektedir (6). Nöropsikiyatrik semptomlarla T. gondii ilişkisi açısından bu kliniklerden gönderilen hasta sonuçları irdelenmiştir. Ancak beş yıllık süre içerisinde bu kliniklerden az sayıda hasta örneğinde (n=137) toksoplazmoz serolojisi araştırıldığı görülmüştür. Bu hastalardan yalnızca 35’inde T. gondii IgG araştırılmış ve %45,7 (n=16) oranında pozitiflik bulunmuştur. Diğer kliniklerle karşılaştırıldığında IgG pozitiflik oranı nöroloji-psikiyatri hastalarında oransal olarak yüksek olmakla birlikte aradaki fark anlamlı bulunmamıştır. Literatürde nörolojik ve psikiyatrik hastalıklarla toksoplazmoz ilişkisinin irdelendiği çok sayıda çalışma bulunmasına rağmen, etiyopatogenezde T. gondii’nin daha az düşünüldüğü sonucuna varılmıştır.

Çalışma retrospektif olduğu için, hastaların klinik özelliklerinin hastane bilgi işletim sistemine kaydedilen dosya bilgileri ve laboratuvar sonuçları ile sınırlı olması, çalışmanın kısıtlılığını oluşturmaktadır. Özellikle immünosüpresif grupta dosya taramasıyla tespit edemediğimiz hastaların olması muhtemeldir. Bu hastalarda prospektif çalışma sonuçları klinik yönetimine daha büyük katkı sağlayabilir.


SONUÇ

Bu çalışmada toksoplazmoz taramasının özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda, gebelik planlamasında ve gebelik sırasında rutin olarak yapıldığı ve önemli bir halk sağlığı problemi olan konjenital toksoplazmoz ile ilgili farkındalığın bulunduğu görülmüştür. Hastanemizde psikiyatri-nöroloji kliniklerinden ve immünosüpresif hasta takip eden kliniklerden bu tetkiklerin daha az sayıda istendiği tespit edilmiştir. Özellikle immünosüpresif ilaçların kullanımının sık olduğu kliniklerde, tedavi öncesi reaktivasyon açısından bu tetkikin taranması önemli olup, oluşacak şüpheli klinik durumlarda etiyopatogenezde T. gondii mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çalışmanın aynı zamanda Konya Bölgesi’nde farklı hasta gruplarındaki seropozitiflik oranlarını yansıtarak literatüre katkı sağlaması beklenmektedir.

* Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışma öncesinde Necmettin Erbakan Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Çalışmalar Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır (2020/2537).

Hasta Onayı: Retrospektif çalışma.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.

* Yazarlık Katkıları

Konsept: M.Ö., M.D., B.F., Dizayn: M.Ö., M.D., B.F., Veri Toplama veya İşleme: F.E.T., D.B., Analiz veya Yorumlama: F.E.T., M.Ö., M.D., B.F., Literatür Arama: F.E.T., D.B., Yazan: F.E.T., D.B.

Çıkar Çatışması: Yazarlar herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.


Resimler

  1. Melchor SJ, Ewald SE. Disease Tolerance in Toxoplasma Infection. Front Cell Infect Microbiol 2019; 9: 185. 
  2. Abdelbaset AE, Hamed MI, Abushahba MFN, Rawy MS, Sayed ASM, Adamovicz JJ. Toxoplasma gondii seropositivity and the associated risk factors in sheep and pregnant women in El-Minya Governorate, Egypt. Vet World 2020; 13: 54-60.
  3. Kurnaz N, Oktay E, Ülger ST, Öztürk C. Bir Üniversite Hastanesinin Bir Yıllık Toxoplasma gondii IgG Avidite Sonuçlarının Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi. Türk Mikrobiyol Cem Derg 2015; 45: 165-9.
  4. Türkoğlu ŞA, Karabörk Ş, Çakmak M, Orallar H, Yaman K, Ayaz E. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesine Başvuran Hastalarda 6 Yıllık Toxoplasma gondii Seropozitifliğinin Araştırılması. Turkiye Parazitol Derg 2018; 42: 106-12.
  5. Beder D, Esenkaya Taşbent F. Genel Özellikleri ve Laboratuvar Tanısı ile Toxoplasma gondii Enfeksiyonları. Turkiye Parazitol Derg 2020; 44: 94-101.
  6. Flegr J. How and why Toxoplasma makes us crazy. Trends Parasitol 2013; 29: 156-63.
  7. Çınar Tanrıverdi E, Göktuğ Kadıoğlu B, Alay H, Özkurt Z. Retrospective Evaluation of Anti-Toxoplasma gondii Antibody Among First Trimester Pregnant Women Admitted to Nenehatun Maternity Hospital between 2013-2017 in Erzurum. Turkiye Parazitol Derg 2018; 42: 101-5. 
  8. Okyay AG, Karateke A, Yula E, İnci M, Şilfeler DB, Motor VK. Hatay Yöresindeki Gebelerde Toksoplazma IgG Seroprevalansı ve Avidite Testinin Tanıya Katkısı. J Turk Soc Obstet Gynecol 2013; 10: 160-4.
  9. Wilking H, Thamm M, Stark K, Aebischer T, Seeber F. Prevalence, incidence estimations, and risk factors of Toxoplasma gondii infection in Germany: a representative, cross-sectional, serological study. Sci Rep 2016; 6: 22551. 
  10. Bölük S, Ozyurt BC, Girginkardeşler N, Kilimcioğlu AA. Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Parazitoloji Laboratuvarına 2006-2010 Yıllarında Toxoplasmosis Şüphesi ile Başvuran Hastaların Serolojik Sonuçlarının Değerlendirilmesi [Evaluation of serological results of patients with suspected Toxoplasmosis admitted to the medical parasitology laboratory of Celal Bayar University Hospital between 2006-2010]. Turkiye Parazitol Derg 2012; 36: 137-41.
  11. Selek MB, Bektöre B, Baylan O, Özyurt M. Üçüncü Basamak Bir Eğitim Hastanesinde 2012-2014 Yılları Arasında Gebelerde ve Toksoplazmosis Şüpheli Hastalarda Toxoplasma gondii’nin Serolojik Olarak Araştırılması [Serological Investigation of Toxoplasma gondii on Pregnant Women and Toxoplasmosis Suspected Patients Between 2012-2014 Years on a Tertiary Training Hospital]. Turkiye Parazitol Derg 2015; 39: 200-4. 
  12. Malatyalı E, Yıldız M, Tileklioğlu E, Ertabaklar H, Ertuğ S. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Laboratuvarı 2007-2017 Yılları Arası Toxoplasma gondii Seroloji Sonuçlarının Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi. Turkiye Parazitol Derg 2019; 43: 1-4.
  13. Alver O, Göral G, Ercan İ. Investigation of serological results of patients with suspected toxoplasmosis admitted to the ELISA Laboratory of Uludağ University Hospital between 2002-2008. Turkiye Parazitol Derg 2014; 38: 141-6. 
  14. Tekay F, Ozbek E. Ciğ köftenin yaygin tüketildiği Sanliurfa ilinde kadinlarda Toxoplasma gondii seroprevalansi [The seroprevalence of Toxoplasma gondii in women from Sanliurfa, a province with a high raw meatball consumption]. Turkiye Parazitol Derg 2007; 31: 176-9.
  15. Maçin S, Fındık D, Demircan A, Arslan U, Dağı HT. Toksoplasmosis şüpheli hastalarda Toksoplasma gondii seropozitifliğinin ve IgG avidite test sonuçlarının değerlendirilmesi. Cumhuriyet Med J 2018; 40: 203-7.
  16. Jones JL, Muccioli C, Belfort R Jr, Holland GN, Roberts JM, Silveira C. Recently acquired Toxoplasma gondii infection, Brazil. Emerg Infect Dis 2006; 12: 582-7. 
  17. Yıldırım D, Büyükboyacı N, Bölükbaşı S, Duman Ş, Karaman B, Kurt E, ve ark. Toxoplasmoz şüpheli hastalarda Toxoplasma gondii seropozitifliğinin kemilüminesan mikropartikül immunolojik test (CMIA) yöntemi ile araştırılması. Cumhuriyet Med J 2013; 35: 468-74.
  18. Kuk S, Ozden M. Hastanemizde dört yillik Toxoplasma gondii seropozitifliğinin araştirilmasi [A four-year investigation of the seropositivity of Toxoplasma gondii in our hospital]. Turkiye Parazitol Derg 2007; 31: 1-3.
  19. Yazar S, Kuk S, Çetinkaya Ü, Kaya M, Şahın I. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Parazitoloji Laboratuvarına müracaat eden hastalarda anti-Toxoplasma gondii antikorlarının değerlendirilmesi. Kafkas Univ Vet Fak Derg 2012; 18(Suppl-A): 89-92.
  20. Demir E, Dinç HÖ, Özbey D, Akkuş S, Ergin S, Kocazeybek BS. İÜ-C Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvuran hastalarda 2013-2018 yılları arasında Toxoplasma gondii, Rubella ve Sitomegalovirus seropozitifliği ile avidite test sonuçlarının retrospektif olarak değerlendirilmesi. Turk Mikrobiyol Cemiy Derg 2020; 50: 35-43.
  21. Al-Adhroey AH, Mehrass AAO, Al-Shammakh AA, Ali AD, Akabat MYM, Al-Mekhlafi HM. Prevalence and predictors of Toxoplasma gondii infection in pregnant women from Dhamar, Yemen. BMC Infect Dis 2019; 19: 1089. 
  22. Fenta DA. Seroprevalence of Toxoplasma gondii among pregnant women attending antenatal clinics at Hawassa University comprehensive specialized and Yirgalem General Hospitals, in Southern Ethiopia. BMC Infect Dis 2019; 19: 1056. 
  23. Çiçek AÇ, Duygu F, İnakçı İH, Boyar N, Boyar İH. Şanlıurfa ilinde doğurganlık çağındaki kadınlarda ELISA ile Toxoplasma gondii antikorlarının araştırılması: üç yıllık değerlendirme. J Clin Exp Invest 2012; 3: 61-5.
  24. Bozok T. Adana Bölgesindeki Gebelerde 2014-2016 Yıllarında Toxoplasma gondii Seroprevalansı. FLORA 2017; 22: 67-72.
  25. Altunal LN, Esen AB, Karagöz G, Yaşar KK. Seroprevalence of Toxoplasma Gondii, Rubella, and Cytomegalovirus Among Pregnant Refugees and Turkish Women: A Retrospective Comparative Study. South Clin Ist Euras 2018; 29: 235-9.
  26. İnal A, Taş D. Toxoplasma gondii seroprevalence in rheumatoid arthritis patients treated with biological agents. J Surg Med 2019; 3: 239-41.
  27. Arslan U, Maçin S, Fındık D. Doğrulanmiş HIV pozitif olgularda hepatit virüsler ve torch grubu mikroorganizmaların serolojik profillerinin incelenmesi. Genel Tıp Derg 2020; 30: 48-52.
  28. Şenoğlu S, Yeşilbağ Z, Altuntaş Aydın Ö, Kumbasar Karaosmanoğlu H, Kart Yaşar K. Toxoplasma gondii IgG Seroprevalence in Patients with HIV/AIDS. Turkiye Parazitol Derg 2018; 42: 175-9.
  29. Güleşçi E, Oktun MT. Hematolojik Maligniteli Hastalarda Anti-Toxoplasma Antikorlarının Araştırılması. Türkiye Parazitol Derg 2005; 29: 85-8.
  30. Alim M, Özçelik S, Özpınar N. Seroprevalence of Toxoplasma gondii in patients receiving cancer treatment. Cumhur Med J 2018; 40: 731-6.
  31. Ali MI, Abd El Wahab WM, Hamdy DA, Hassan A. Toxoplasma gondii in cancer patients receiving chemotherapy: seroprevalence and interferon gamma level. J Parasit Dis 2019; 43: 464-71. 
  32. Fabiani S, Pinto B, Bruschi F. Toxoplasmosis and neuropsychiatric diseases: can serological studies establish a clear relationship? Neurol Sci 2013; 34: 417-25.