Özgün Araştırma

Rutin Mikrobiyoloji Laboratuvarlarında Bulunan Temel Besiyerlerinde Trichomonas vaginalis’in Üretilmesi

10.4274/tpd.galenos.2021.29290

  • Yener Özel
  • Umut Yılmaz
  • Gülhan Ünlü
  • Ahmet Özbilgin
  • Mehmet Ünlü

Gönderim Tarihi: 13.10.2021 Kabul Tarihi: 04.11.2021 Turkiye Parazitol Derg 2022;46(1):7-13 PMID: 35232699

Amaç:

Trichomonas vaginalis, tek hücreli ve kamçılı bir parazit olup, cinsel yolla bulaşan etkenler arasında virüslerden sonra en sık görülen ikinci patojendir. T. vaginalis’in laboratuvar tanısı, mikroskobik inceleme, kültür ve moleküler yöntemler ile yapılmaktadır. Ancak rutin mikrobiyoloji laboratuvarlarının çoğunda kültür ve moleküler yöntemlerin maliyetli olması nedeniyle sadece mikroskopi ile tanı konulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada, mikrobiyoloji laboratuvarında yaygın olarak bulunan besiyerlerinde T. vaginalis’in üretilmesi amaçlanmıştır.

Yöntemler:

Bu çalışmada, tiyoglukolat besiyeri (THIO), brain heart infusion besiyeri (BHI), tryptic soya broth besiyeri (TSB) ve Brucella broth besiyeri (BRB) olmak üzere dört besiyeri modifiye edilerek denenmiştir. Referans besiyeri olarak trypticase-yeast- extract-maltose (TYM) besiyeri kullanılmıştır. Denenen her bir besiyeri, üç farklı serum katkısı ile zenginleştirilmiştir. Her bir besiyerine 104 parazit/mL T. vaginalis trofozoiti inoküle edilmiş ve 37 °C’de 10 gün inkübe edilmiştir. Trofozoit sayısı hemasitometre, canlılık oranları ise tripan mavisi kullanılarak belirlenmiştir.

Bulgular:

Besiyerlerindeki T. vaginalis üremesi, referans besiyeri olan TYM ile kıyaslanmıştır. T. vaginalis, at serumu ve fetal sığır serumu ile zenginleştirilmiş THIO, BHI ve TSB besiyerlerinde çok iyi ürerken, BRB besiyerinde ürememiştir. Buna ek olarak, insan serumu ile zenginleştirilmiş besiyerlerinin hiçbirinde T. vaginalis üremesi görülmemiştir. Parazitin en yüksek seviyeye ulaştığı zaman ve sayı, THIO-ATS ve THIO-FCS besiyerleri için sırasıyla, beşinci ve dördüncü günde 100x104 parazit/mL; BHI-ATS besiyeri için üçüncü günde 100x104 parazit/mL; BHI-FCS besiyeri için beşinci günde 98x104 parazit/mL; TSB-ATS besiyeri için dördüncü günde 100x104 parazit/mL ve TSB-FCS besiyeri için ise yedinci günde 82x104 parazit/mL olarak belirlenmiştir. Referans besyeri olan TYM ile kıyaslandığında T. vaginalis trofozoitlerinin yaşam süresinin THIO, BHI ve TSB besiyerlerinde çok daha uzun olduğu saptanmıştır.

Sonuç:

THIO-ATS, THIO-FCS, TSB-ATS, TSB-FCS, BHI-ATS ve BHI-FCS besiyerlerinin, T. vaginalis’in üretilebilmesi açısından TYM ile kıyaslanabilir olduğu saptanmıştır. Rutin mikrobiyoloji laboratuvarında yaygın olarak bulunan THIO, TSB ve BHI besiyerlerinin zengin içeriği T. vaginalis’in kültürüne imkan sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: T. vaginalis, brain heart infusion, thioglukolat, trypticase soya broth, trypticase-yeast-extract-maltose

GİRİŞ

Trichomoniasis, kamçılı bir protozoon olan Trichomonas vaginalis’in (T. vaginalis) neden olduğu, kadınlarda kötü kokulu akıntı, kaşıntı, ağrı ve üretrit ile karakterize, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur (1). Dünya Sağlık Örgütü’nün 2016 yılında yayımladığı raporda, T. vaginalis kaynaklı enfeksiyonların 156 milyon olduğu bildirilmiştir (2). Ülkemizde ise yapılan çalışmalarda T. vaginalis pozitifliği %3-9,4 arasında değişmektedir (3).

T. vaginalis, kadınlarda erken doğum ve pelvik enflamatuvar hastalıkları ile her iki cinste kısırlık gibi üreme sistemi sorunlarına neden olmaktadır (4,5). T. vaginalis enfeksiyonları kendi kendini sınırlamamakta ve genital epitelde nekroz ve kanamayla birlikte ülseratif olmayan enflamasyona neden olmakta ve bu durum, insan immün yetmezlik virüsü (HIV) geçişinin artmasıyla ilişkilendirilmektedir (6). Enfeksiyon, genellikle kötü kokulu sarı-yeşil akıntı, vajinal kaşıntı ve karın ağrısı gibi klinik belirtiler ile ilişkili olmakla birlikte bu belirtiler spesifik değildir.

T. vaginalis için en yaygın kullanılan laboratuvar tanı yöntemi direkt mikroskobik incelemedir (7). Armut biçimli trofozoitlerin dönme veya yuvarlanma biçimindeki hareketlerinin görülmesi ile kesin tanı konabilmektedir. Ancak, mikroskopi yönteminin duyarlılığının düşük olması (%38-82) nedeniyle negatif sonuçlar enfeksiyonu dışlamamaktadır (8). Direkt mikroskobik incelemeye ek olarak, Giemsa boyama (9), Modifiye Field boyama (10) ve sıvı bazlı Pap testleri (11) vajinal yaymalarda T. vaginalis tanısı için kullanılmaktadır.

T. vaginalis tanısında düşük maliyetli ve kısa sürede sonuç verebilen monoklonal antikorların kullanıldığı lateks aglütinasyon, immünofloresan, enzim bağlı immünosorbent (ELISA) ve immünokromatografi gibi serolojik yöntemler geliştirilmektedir (12,13). Nükleik asit amplifikasyon teknikleri, T. vaginalis’in saptanmasında kültür ve diğer tekniklerden daha duyarlıdır (14,15). Özellikle son dönemlerde yeni nesil dizileme tekniklerinin geliştirilmesi ile, T. vaginalis suşlarının genotip özellikleri de belirlenmektedir (16). Mevcut diğer tekniklerin aksine, moleküler teknikler ile düşük parazit yükü olan örneklere de tanı konabilmektedir (17). Moleküler yöntemlerin kullanılamadığı rutin laboratuvarlarda T. vaginalis varlığını saptamak için kültür yöntemi en doğru tercih olacaktır. Kültür yöntemi ile olguların %95’ine tanı konabilmekte ve kültür yöntemi ‘‘altın standart’’ olarak kabul edilmektedir (18). Bu çalışmada, rutin mikrobiyoloji laboratuvarında yaygın olarak bulunan besiyerlerinde T. vaginalis’in üretilmesi ve maliyet açısından en uygun besiyerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.


YÖNTEMLER

Parazit Suşu

Bu çalışmada kullanılan T. vaginalis suşu, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazit Bankası’ndan temin edilmiştir.

Besiyerlerinin Tasarlanması

Rutin mikrobiyoloji laboratuvarlarında yaygın olarak bulunan tiyoglukolat besiyeri (THIO), brain heart infusion besiyeri (BHI), tryptic soya broth besiyeri (TSB) ve Brucella broth besiyeri (BRB) olmak üzere dört farklı sıvı besiyeri tercih edilmiştir. Her bir besiyerinin at serumu (ATS), fetal sığır serumu (FCS) ve insan serumu (İNS) ile zenginleştirilmiş üç formu hazırlanmış ve referans besiyeri olarak, at serumu ile zenginleştirilmiş TYM besiyeri kullanılmıştır.

Besiyerlerinin Hazırlanması

Denenen besiyerlerinden THIO, BHI, TSB ve BRB sırasıyla; 2,9, 3,7, 3,0 ve 2,8 g tartılarak 100 mL distile su içinde çözülmüştür. Referans besiyeri olan TYM ise; 0,5 mg L-cystein HCL, 0,1 g askorbik asit, 0,4 g K2HPO4, 0,4 g KH2PO4, 10 g trypticase, 2,5 g maltoz, 10 g yeast extract ve 0,25 g bacto-agar, 300 mL distile su içinde çözülerek hazırlanmış ve tüm besiyerleri 121 °C’de 15 dakika otoklavlanarak steril edilmiştir. Besiyerleri 45-50 °C’ye soğutularak steril cam tüplere 4'er mL dağıtılarak kullanılıncaya kadar +4 °C’de saklanmıştır. Besiyerlerine, kullanım öncesi antibiyotik karışımı (1 mg/mL streptomisin, 1,000 U/mL penisilin, 10 mg/mL gentamisin), at serumu (Gibco marka, steril ve inaktive, 26050088), fetal sığır serumu (Gibco marka, steril ve inaktive, A4766801) ve insan serumu eklenmiştir. İnsan serumu, rutin mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen, hepatit ve HIV açısından negatif olan, hasta serumlarından havuzlanarak toplanmış ve 56 °C’de 30 dakika bekletilerek inaktive edilmiş ve besiyerine eklenmeden önce 0,22 µm’lik bakteri filtresinden geçirilmiştir.

Parazit İnokülasyonu ve Üremelerin Değerlendirilmesi

Referans besiyerinde üretilmiş olan T. vaginalis trofozoitleri 104 parazit/mL olacak şekilde hazırlanmış ve tüm besiyerlerine inoküle edilerek 37 °C’de 10 gün inkübe edilmiştir. Trofozoit sayısı hemasitometre, canlılık oranları ise tripan mavisi kullanılarak belirlenmiştir.

İstatistiksel Analiz

Grup sayısı üç ve üzerinde olduğundan grup ortalamasının karşılaştırılmasında Kruskal-Wallis H testi kullanılmıştır. Ayrıca veriler arasındaki ilişki Spearman’s korelasyonu ile değerlendirilmiştir. Anlamlılık değeri %5 kabul edilmiş ve veriler IBM SPSS 25.0 programı ile analiz edilmiştir.


BULGULAR

Denenen besiyerlerindeki T. vaginalis üremeleri, referans besiyeri olan TYM besiyeri ile kıyaslanmıştır. TYM-ATS besiyeri ile kıyaslandığında T. vaginalis üremelerinin, THIO-ATS’de çok daha iyi olduğu (p<0,05), THIO-FCS besiyerinin ise TYM-ATS besiyeri ile uyumlu olduğu görülmüştür (p>0,05). THIO-ATS ve THIO-FCS besiyerleri birbiri ile uyumlu bulunurken aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). THIO-İNS besiyerinde üreme görülmemiş ve 3. günde canlılık sona ermiştir. Parazit sayıları, THIO-ATS ve THIO-FCS besiyerlerinde sırasıyla, 5. ve 4. günde 100x104 parazit/mL’ye ulaşmış ve bu günlerde canlılık oranları sırasıyla, %96,2 ve %88,9 olarak saptanmıştır. TYM-ATS besiyerindeki parazit sayısı 3. günde en yüksek seviyeye ulaşırken canlılık oranı %52,2 olarak tespit edilmiştir. THIO-ATS ve THIO-FCS besiyerlerinde canlılık sırasıyla 8. ve 7. güne kadar devam ederken; TYM-ATS besiyerinde 6. günde canlı parazit görülmemiştir (Tablo 1, Grafik 1a, b).

BHI besiyerlerinde, BHI-ATS ve BHI-FCS T. vaginalis üremesi açısından istatistiksel olarak birbiri ile uyumlu iken (p>0,05), BHI-İNS ile uyumlu bulunmamıştır (p<0,05). BHI-ATS, BHI-FCS ve BHI-İNS besiyerleri, TYM-ATS besiyeri ile kıyaslandığında, en iyi parazit üremesi BHI-ATS ve BHI-FCS besiyerlerinde görülmüş, BHI-İNS besiyerinde ise üreme görülmemiştir. BHI-ATS ve BHI-FCS besiyeri ile TYM-ATS besiyeri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yok iken (p>0,05), BHI-İNS arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Parazit sayıları, BHI-ATS besiyerinde 3. günde 100x104 parazit/mL’ye, BHI-FCS besiyerinde ise 5. günde 98x104 parazit/mL’ye ulaşmış ve bu günlerde canlılık oranları sırasıyla %96,2 ve %70 olarak saptanmıştır. BHI-ATS ve BHI-FCS besiyerlerindeki parazit canlılığı sırasıyla 7. ve 10. güne kadar devam ederken, TYM-ATS besiyerinde ise 6. günde canlı parazit görülmemiştir (Tablo 2, Grafik 2a, b).

TSB besiyerleri içinde, en iyi parazit üremesi yine at serumu ve fetal sığır serumu ile zenginleştirilmiş besiyerlerinde görülürken, insan serumu içeren besiyerinde üreme görülmemiş ve 3. günde canlılık sona ermiştir. TSB-ATS ve TSB-FCS besiyerleri parazit üremesi açısından TYM-ATS besiyerinden daha iyi olup her iki besiyeri ile TYM-ATS besiyeri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark tespit edilmiştir (p<0,05). TSB-ATS ve TSB-FCS besiyerleri birbiri ile kıyaslandığında aralarında anlamlı bir fark gözlenmezken (p>0,05), bu besiyerleri ile TSB-İNS arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Parazit sayısı, TSB-ATS besiyerinde 4. günde 100x104 parazit/mL'ye, TSB-FCS besiyerinde ise 7. günde 82x104 parazit/mL’ye ulaşmış ve bu günlerde canlılık oranı sırasıyla %66 ve %67,2 olarak saptanmıştır. TSB-ATS ve TSB-FCS besiyerlerindeki parazit canlılığı sırasıyla 9. ve 10. güne kadar devam ederken TYM-ATS besiyerinde ise 6. günde canlı parazit görülmemiştir (Tablo 3, Grafik 3a, b).

BRB besiyerlerinde T. vaginalis üremesi görülmemiştir. İnkübasyonun 2. gününde parazit sayısı ve canlılığının tüm BRB besiyerlerinde dramatik olarak azaldığı ve 3. günde canlılığın sonlandığı görülmüştür (Tablo 4, Grafik 4a, b).


TARTIŞMA

Trichomoniasisin belirti ve semptomları, diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların ve bakteriyel vajinozun neden olduğu belirtilere benzemektedir. Semptomatik olgularda, klinik belirtiler kötü kokulu akıntı, vaginal kaşıntı veya dizüri ile karakterize üretrit şeklinde kendini göstermektedir (19). Yapılan çalışmalar, enfekte kadınların yaklaşık %25’inin, erkeklerin ise %40-75’inin asemptomatik olduğunu göstermektedir (20,21). Trichomoniasisin klinik belirtileri spesifik değildir ve enfeksiyon sıklıkla asemptomatik seyretmektedir. Bu nedenle T. vaginalis enfeksiyonunun doğru tanısı için yüksek duyarlığa sahip, basit ve kolay ulaşılabilir laboratuvar testlerinin kullanılması gerekmektedir.

Rutin mikrobiyoloji laboratuvarlarında T. vaginalis tanısında en sık kullanılan yöntem, basit ve ucuz bir yöntem olan direkt mikroskopi; kolay uygulanabilir, düşük maliyetli ve kısa sürede sonuç verilebilmesine karşın, duyarlılığının düşük olduğu bildirilmektedir (18). Buna ek olarak, tecrübeli bir teknik eleman gerektirmesi ve hareketliliği azalmış düşük parazit yükü içeren örneklerde, trofozoitlerin lökositler ile karıştırılabilmesi yöntemin dezavantajlarını oluşturmaktadır. Direkt mikroskopinin bu dezavantajlarının tersine, T. vaginalis varlığını saptamak için “altın standart” olarak kabul edilen kültür yöntemi ile olguların %95’ine tanı konabilmektedir (7). Ticari olarak kullanıma sunulan sıvı besiyerlerinin dezavantajları arasında pahalı olmaları ve rutin mikrobiyoloji laboratuvarlarında kolayca bulunmamaları sıralanabilir (22). Çalışmamızda denenen besiyerlerinin karşılaştırmalı maliyet analizi yapıldığında, THIO, BHI ve TSB besiyerlerinin, TYM besiyerinden 3,5 kat daha düşük maliyetli olduğu tespit edilmiştir.

Bu çalışmada, sıklıkla rutin mikrobiyoloji laboratuvarlarında bulunabilen ve çeşitli bakterilerin üretilmesinde kullanılan zenginleştirilmiş besiyerlerinin modifiye edilerek T. vaginalis izolasyonunda kullanılması hedeflenmiştir. Poch ve ark. (23) THIO besiyerini modifiye ederek 176 hasta örneğini, Diamond besiyeri ve THIO besiyeri ile çalışmış ve THIO besiyerinin, T. vaginalis’in saptanmasında Diamond besiyeri kadar güvenilir olduğunu bildirmiştir. Ayrıca araştırmacılar, T. vaginalis kültürlerinde, vaginal kontaminasyonun en sık etkenlerinden olan Candida spp. türlerinin aynı amphoterisin B miktarı içermesine rağmen THIO besiyerinde daha az ürediğini rapor etmiştir (23). Adiloğlu ve ark. (24) tarafından yapılan farklı bir çalışmada ise, modifiye Diamond ve modifiye tiyoglikolat besiyerleri 269 hasta üzerinde çalışılmış ve toplam 34 olguda pozitiflik saptanmıştır. Duyarlılık, modifiye Diamond besiyerinde %94,1, modifiye tiyoglikolat besiyerinde ise %70,6 olarak bildirilmiştir (24). Benzer bir çalışmada, Kilimcioğlu ve ark. (25) klinik semptomu olan 300 hasta örneğinde T. vaginalis pozitifliğini Diamond, tiyoglukolat, TYM ve CPLM besiyerleri ile araştırmıştır. Yazarlar, Diamond ve TYM besiyerinde 24 saat sonra trofozoit sayısının 1,2x104 parazit/mL yoğunluğa ulaştığını buna karşılık, tiyoglukolat ve CPLM besiyerlerinde trofozoit yoğunluğunun daha düşük olduğunu ancak Diamond ve TYM besiyerine kıyasla tiyoglukolat ve CPLM besiyerlerinde trofozoit canlılığının daha uzun sürdüğünü rapor etmiştir  (25). Bizim çalışmamızda THIO besiyerindeki canlılık süresi ve parazit sayısının TYM besiyerine kıyasla daha yüksek olduğu saptanmıştır.

BHI besiyeri, zor üreyen patojenik mikroorganizmaların izolasyonunda kullanılan zenginleştirilmiş bir besiyeri olup özellikle, Streptococcus pneumonia, Listeria monocytogenes ve Clostridium difficile’in üretilmesinde kullanılmaktadır (26,27). TSB ise yaygın olarak aerobik, fakültatif ve anaerobik bakteri ve mantarları da kapsayan çeşitli mikroorganizmaların gelişmesini destekleyici olarak kullanılan zengin bir besiyeridir. Aynı zamanda çeşitli bakterilerin antibiyotik duyarlılık testleri için de CLSI tarafından uygun görülmüştür (28). Literatürde BHI ve TSB besiyerlerinin T. vaginalis izolasyonu açısından araştırıldığı bir çalışmaya rastlanmamıştır.

Bu çalışma, T. vaginalis’in BHI ve TSB besiyerlerinde referans besiyerinden daha iyi üretilebildiğini gösteren ilk çalışmadır. T. vaginalis trofozoitlerinin, denenen BHI ve TSB besiyerlerinde  çok daha uzun süre canlı kaldığı saptanmıştır. Ayrıca fetal sığır serumu ile zenginleştirilmiş BHI ve TSB besiyerlerinin at serumu ile zenginleştirilmiş olanlar ile kıyaslanabilir performansa sahip olması, bu besiyerlerinin teminini kolaylaştırmaktadır. Ancak insan serumu ile zenginleştirilmiş besiyerlerinin hiçbirinde üreme saptanamamıştır.

Bu çalışmada ATS ve FCS ile zenginleştirilmiş THIO, BHI ve TSB besiyerlerinin altın standart kültür ortamı olarak kabul edilen TYM besiyerinden daha iyi sonuç verdiği gösterilmiştir. Buna karşılık BRB besiyeri ve insan serumu ile zenginleştirilmiş olan besiyerlerinin hiçbirinde T. vaginalis ürememiştir.

Çalışmanın Kısıtlılığı

Bu çalışmada tasarlanan besiyerlerinin performansı, logaritmik faza girmiş ve çoğalma potansiyeli yüksek olan bir T. vaginalis suşu ile denenmiştir. Besiyerlerinin etkinliğinin T. vaginalis’in klinik örnekten ilk izolasyonunda da denenmesi çok daha anlamlı olacaktır. Bir sonraki süreçte bu besiyerlerinin klinik örnekten T. vaginalis izolasyonunda denenmesi düşünülmektedir.


SONUÇ

Denenen THIO, TSB ve BHI besiyerlerinde T. vaginalis’in üreme potansiyelinin TYM besiyeri ile kıyaslanabilir olduğu görülmüştür. Ayrıca, bu besiyerlerinde T. vaginalis’in daha yavaş ürediği ve canlılığını uzun süre koruduğu tespit edilmiştir. Bu açıdan TYM besiyerinden daha avantajlı olan THIO, TSB ve BHI besiyerleri, rutin mikrobiyoloji laboratuvarında sıklıkla bulunabilmekte ve T. vaginalis’in kültür yönteminin uygulanabilir olmasına da imkan sağlayabileceği düşünülmektedir.

*Etik

Etik Kurul Onayı: Gerekli değildir.

Hasta Onayı: Gerekli değildir.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.

* Yazarlık Katkıları

Konsept: Y.Ö., M.Ü., Dizayn: Y.Ö., Veri Toplama veya İşleme: Y.Ö., U.Y., G.Ü., A.Ö., M.Ü., Analiz veya Yorumlama: Y.Ö., U.Y., G.Ü., A.Ö., M.Ü., Literatür Arama: Y.Ö., U.Y., G.Ü., A.Ö., M.Ü., Yazan: Y.Ö.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek alınmadığı bildirilmiştir.


  1. Yereli K, Balcıoğlu İC, Değerli K, Sungurtekin Ü, Kilimcioğlu AA, Daldal N, et al. Vaginal akıntılı kadınlarda Trichomonas vaginalis insidansının ve tek doz seknidazol sağaltımının değerlendirilmesi. Turkiye Parazitol Derg 1997; 21: 141-4.
  2. Rowley J, Vander Hoorn S, Korenromp E, Low N, Unemo M, Abu-Raddad LJ, et al. Chlamydia, gonorrhoea, trichomoniasis and syphilis: global prevalence and incidence estimates, 2016. Bull World Health Organ 2019; 97: 548-62P. 
  3. Ertabaklar H, Ertuğ S, Kafkas S, Odabaşı AR, Karataş E. Vajinal akıntılı olgularda Trichomonas vaginalis araştırılması. Turkiye Parazitol Derg 2004; 28: 181-4.
  4. Krieger JN. Consider diagnosis and treatment of trichomoniasis in men. Sex Transm Dis 2000; 27: 241-2.
  5. Fichorova RN. Impact of T. vaginalis infection on innate immune responses and reproductive outcome. J Reprod Immunol 2009; 83: 185-9.
  6. Laga M, Manoka A, Kivuvu M, Malele B, Tuliza M, Nzila N, et al. Non-ulcerative sexually transmitted diseases as risk factors for HIV-1 transmission in women: results from a cohort study. AIDS 1993; 7: 95-102. 
  7. Garber GE. The Laboratory Diagnosis of Trichomonas vaginalis. Can J Infect Dis Med Microbiol 2005; 16: 35-8.
  8. Patil MJ, Nagamoti JM, Metgud SC. Diagnosis of Trichomonas Vaginalis from Vaginal Specimens by Wet Mount Microscopy, In Pouch TV Culture System, and PCR. J Glob Infect Dis 2012; 4: 22-5.
  9. Keşli R, Pektaş B, Ozdemir M, Günenc O, Coşkun E, Baykan M , et al. 18-45 yaş grubu kadınlarda, Trichomonas vaginalis ve diğer mikroorganizmaların vajinal akıntı örneklerinden mikroskobik olarak incelenmesi. Turkiye Parazitol Derg 2012; 36: 182-4.
  10. Afzan MY, Sivanandam S, Kumar GS. Modified Field’s staining--a rapid stain for Trichomonas vaginalis. Diagn Microbiol Infect Dis 2010; 68: 159-62.
  11. Hobbs MM, Seña AC. Modern diagnosis of Trichomonas vaginalis infection. Sex Transm Infect 2013; 89: 434-8. 
  12. Mahmoud A, Sherif NA, Abdella R, El-Genedy AR, El Kateb AY, Askalani AN. Prevalence of Trichomonas vaginalis infection among Egyptian women using culture and latex agglutination: cross-sectional study. BMC Womens Health. 2015; 15: 7. 
  13. Preethi V, Mandal J, Halder A, Parija SC. Trichomoniasis: An update. Trop Parasitol 2011; 1: 73-5.
  14. Madico G, Quinn TC, Rompalo A, McKee KT Jr, Gaydos CA. Diagnosis of Trichomonas vaginalis infection by PCR using vaginal swab samples. J Clin Microbiol 1998; 36: 3205-10. 
  15. Lawing LF, Hedges SR, Schwebke JR. Detection of trichomonosis in vaginal and urine specimens from women by culture and PCR. J Clin Microbiol 2000; 38: 3585-8.
  16. Ertabaklar H, Ertuğ S, Çalışkan SÖ, Malatyalı E, Bozdoğan B. Use of Internal Transcribed Spacer Sequence Polymorphisms as a Method for Trichomonas vaginalis Genotyping. Turkiye Parazitol Derg 2018; 42: 6-10. 
  17. Swygard H, Seña AC, Hobbs MM, Cohen MS. Trichomoniasis: clinical manifestations, diagnosis and management. Sex Transm Infect 2004; 80: 91-5. 
  18. Ertabaklar H, Caner A, Döşkaya M, Demirtaş LO, Töz SO, Ertuğ S, et al. Trichomoniasis Tanısında Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile Mikroskobi ve Kültür Yöntemlerinin Karşılaştırılması [Comparison of polymerase chain reaction with wet mount and culture methods for the diagnosis of trichomoniasis]. Turkiye Parazitol Derg 2011; 35: 1-5.
  19. Kissinger P. Trichomonas vaginalis: a review of epidemiologic, clinical and treatment issues. BMC Infect Dis 2015; 15: 307.
  20. Piperaki ET, Theodora M, Mendris M, Barbitsa L, Pitiriga V, Antsaklis A, et al. Prevalence of Trichomonas vaginalis infection in women attending a major gynaecological hospital in Greece:a cross-sectional study. J Clin Pathol 2010; 63: 249-53.
  21. Schwebke JR, Hook EW. High rates of Trichomonas vaginalis among Men attending a sexually transmitted diseases clinic: implications for screening and urethritis management. J Infect Dis 2003; 188: 465-8.
  22. Patel SR, Wiese W, Patel SC, Ohl C, Byrd JC, Estrada CA. Systematic review of diagnostic tests for vaginal trichomoniasis. Infect Dis Obstet Gynecol 2000; 8: 248-57.
  23. Poch F, Levin D, Levin S, Dan M. Modified thioglycolate medium: a simple and reliable means for detection of Trichomonas vaginalis. J Clin Microbiol 1996; 34: 2630-1.
  24. Adiloğlu AK, Önde U, Acar N. Trichomonas vaginalis tanısında direkt mikroskobik inceleme, Giemsa, akridin oranj ve iki kültür yönteminin karşılaştırılması. FLORA 2000; 5: 61-6.
  25. Kilimcioğlu A, Laçin S, Girginkardeşler N, Değerli K, Özbilgin A. Trichomoniasis tanısında direkt mikroskobi ve kültür yöntemlerinden Diamond, Thioglucolate, TYM, CPLM besiyerlerinin karşılaştırılması. Türkiye Parazitol Derg 1998; 22: 239-42.
  26. Morais V, Suarez N. Economic evaluation of Streptococcus pneumoniae culture media. Am J BiochemBiotechnol 2016; 12: 133-8.
  27. Liu Y, Ream A. Gene expression profiling of Listeria monocytogenes strain F2365 during growth in ultrahigh-temperature-processed skim milk. Appl Environ Microbiol 2008; 74: 6859-66. 
  28. Clinical and Laboratory Standards Institute. Approved standard: M7-A8. Methods for dilution antimicrobial susceptibility tests for bacteria that grow aerobically. 8th ed. CLSI, Wayne, Pa; 2009.